12 Eylül 2008 Cuma

Depresyon(u) nedir? - Belirtileri - Anlamak

İlk konumuz depresyonun ne olduğunu bilmek, belirtilerini iyi analiz etmek ve anlamak.

DEPRESYON NEDİR?

İnsanda kalıtımsal, hormonal ve çevre faktörleriyle gelişen bitkinlik ve bunalım halidir.Depresyondaki bir kişi kendini bitkin, hayattan zevk almayan, hiçbirşeyle mutlu olamayan bir birey olarak tanımlar. Aşşağıda vericeğim belirtilerden en az 5 inin 2 hafta süre ile var olması durumuna ilerlemiş(major) depresyon denir. İlerde açılıcak konular ile depreyondan kurtulma yollarını genel olarak anlatacağız ve eğer kendi sorunlarını bizlere gönderen arkadaşlarımız olursa kişisel olarakta çözümler üreteceğiz...

-BELİRTİLERİ-
1-
Hemen hergün ve günün büyük kısmında gözlenen çökkünlük hali(mutsuz, hüzünlü, kederli hissetme).

2-
Normalde zevk alınarak yapılan etkinliklerden artık eskisi gibi zevk almama, mecburen yapma durumu(dünyayı verseler umrumda olmaz şeklinde bıkkınlık, bazı kişilerde cinsel isteksizlik.)

3-
Diyet uygulanmadığı halde aşırı kilo kaybı yada alımı ya da hergün iştahta artma yada azalma olması.

4-
Hergün uykusuzluk ve aşırı uyuma isteği.

5-
Günlük olağan beyinsel ve vücutsal işlevsellik, hareketlilik halinde azalma ya da huzursuzluk(devamlı oturmayı yada yatmayı yeğleme, veya sıkıntıdan yerinde duramama)

6-
Hergün halsizlik, yorgunluk ve hiçbirşey yapmayı istememe durumu.

7-
Kendini değersiz hissetme, beğenmeme, küçük görme, suçlu yada günahkar hissetme hali.

8-
Düşünme ve konsantrasonda azalma olması(okuduğunu, izlediğini ve duyduğunu sürekli anlayamama dikkati toplayamama.)

9-
Tekrarlayan ölme ve öldürme düşünceleri, kişinin kötü hissetmesine neden olarak gördüğü kişilere zarar verme düşüncesi ve bunları eyleme dökmeye çalışması.

-DEPRESYONU ANLAMAK-

Kalıtımsal eğilimin olduğu ilerlemiş(major) depresyon vakaları 30 lu yaşlarda en yüksek düzeye ulaştığı gözlenmektedir.
İlerlemiş(major) depresyon ayrılmış veya boşanmış kişilerde, bekar veya evlilere göre daha fazla görülmektedir.Eşini yeni kaybetmiş insanlarda yine en yüksek seviyede olduğu gözlemiştir.Yapılan çalışmalar ışığında bekar kadınlarda evli kadınlara göre daha az depresyona rastlanılmıştır, ancak bu durum erkeklerde farklılık göstermektedir. Evli erkeklerde bekarlara oranla daha az depresyona rastlanmıştır.Yapılan araştırmalarda son 5 yıl içerisinde en az 6 ay işsiz kalan bireylerde 3 kat daha çok depresyon vakası görülmüştür.Depresyon geçiren kişilerde diğer insanlara göre daha çok bağımlılık yapıcı madde kullanmaya başladıkları görülmüştür(alkol, uyuşturucu) ve intihar olaylarına eğilim gösterdikleri belirlenmiştir.
İlerlemiş(major) depresyonun hayat boyunca erkeklerde görülme olasılığı %2-12 arası, kadınlar için %5-26 arası görülmektedir.

Depresyonun oluşmasında etkili olan kişisel durumlar:

-Öfke ve nefretin, çevresindeki kişilerin kaybına yol açacağı düşüncesiyle onlara yönlendirilemeyip, kendisine yönlendirilmesi (bu yapıdaki bir kişilik hayatın ilk 1-2 yıllık döneminde düzenli ve yeterli bir anne-çocuk ilişkisi yaşamamıştır.Kişinin yaşadığı depresyon gerçek ya da farz edilen bir kayıp ile bağlantılıdır).

- Kişinin kendisi,çevresi ve gelecekten beklentileri,idealleri ile kendi gerçek durumu o kadar farklı, gerçekdışı ve orantısızdır ki , bu yüksek standartlara ulaşamamak kişide güçsüzlük ve yalnızlık düşünceleri ile depresyona yol açabilir.

-Kişinin süper egosu ( üst benlik) o kadar kuvvetli ve baskındır ki sürekli kişiyi kısıtlayıp, suçlar, zevk verici ,rahatlatıcı etkinliklerden ala koyup, adeta işkence eder.

-Kişinin çevresindekiler ondan o kadar çok şey beklemektedir ki ,kişinin bu beklentileri karşılaması olanaksızdır. Bu da zayıflık ve çaresizlik düşüncelerinin gelişip, depresyona gidişe yol açabilir.

-Kişinin küçüklüğünden itibaren sevip, saygı ve gurur duyacağı, ondan da destek ve sıcaklık göreceği, benzemek istediği, imrendiği, idealize ettiği düzeyde bir kişi (baba, anne, öğretmen ,akraba vs) yoktur. Bu da kişiliğin gelişimini olumsuz yönde etkiler ve kendine güven kaybı ve depresyona yol açabilir.

-Çocuklukta anne-baba ayrılığı ya da kaybı, stresli koşullar karşısında yeterli desteği bulamayıp, yanlış ya da yetersiz başa çıkma mekanizmaları geliştirmesine, bu da ileri dönemde depresyona zemin hazırlayabilir.

- Sahip olunan kişilik yapıları da depresyon gelişiminde etkilidir. Obsesif-kompulsif ,bağımlı, histrionik ve sınırda (borderline) kişilik bozukluğu gösterenlerde depresyona eğilim daha yüksektir.

Hiç yorum yok: