2 Mart 2015 Pazartesi

Motor Sevgisi ve Tutkusu

Motor özgürlük tutkunlarının vazgeçilmez sevdasıdır. Hayattan bunaldığında, haykırmak istediğinde, başını alıp gitmek istediğinde motora koşar motor tutkunları. Ayrı bir sevdadır motor. Hız arttığında yüzünüze vuran rüzgarı hissetmediyseniz hayattan çok şey kaçırıyorsunuz demektir.
     Motor sevdasının özgürlüğü olduğu kadar zorluğuda vardır. Hayatınızın pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissetmenin verdiği adrenalinin yanında, en ufak bir dengesizlikte hayatla ölüm arasındaki o ince çizginin tehlikeli ucuna geçmeniz an meselesidir. Ne var ki bu tehlike durumunun yaşattığı duygu motor tutkunlarında mutluluk verici bir duygudur. Bu tutkununda güzel yanı odur zaten, boş olan bir şeye tutku ya da sevgiyle bağlanılmaz öyle değil mi?
     Motorcuları en çok bahar aylarında görürsünüz. Öyleki güneşli ama serin hava motorcular için idealdir. Bu sayede bütün ekipmanları giymişken terlemeden ve soğuktan üşümeden motorun zevkine doyasıya varılır. 
     Motor severlerdeki tehlike duygusunun adrenaline çevrilme nedeni giyilen ekipmanların son derece güvenli olmasıdır. Buna dikkat etmek çok önemlidir, her hangi bir kaza durumunda eğer ekipmanlarınız yoksa ölümcül olabilir. Arabadaki şansınız motor da işe yaramaz maalesef, motor affetmez.
     Kişinin motoru sevmesindeki psikolojik etkiler ailesel ve çevresel olarak ayrılabilir. Eğer ailenizden biri motorcuysa sizin kız yada erkek ya da kadın olmanız önemli değildir. Sizde motorcu olabilirsiniz. Küçüklükten beri babanızın motoru varsa ve hiç merak edip öğrenmek istemediyseniz bu işte bir gariplik olabilir. Tabiikide sevmeyenler olabilir. Ama motor tutkunu olanlar, motor sevmeyenleri anlayamayabilirler. Motor sevmemenize engel olan duygu büyük olasılıkla korkudur. Şunu bilmelisiniz ki gerçekten dikkatli ve tam ekipmanla binilirse motor son derece sağlıklı birşeydir.
     Herhangi bir taşıtı kullanırken alkol alınmaması gerektiği gibi, motor konusunda buna ekstra dikkat edilmesi gerekir. Bir anlık denge kaybınız geri dönüşü olmayan kayıplara sebeb olabilir.
      Kendinize motoru sevebilmek için bir şans verin, zararlı çıkmazsınız. Özgürlüğün sınırını zorlamanın verdiği hazı tadarsanız bir daha vazgeçemezsiniz. Motor sevgisi içinizden gelen bir tutkudur. Rüzgarın hırçın serinliğini hissetmeniz dileğiyle..


Yaşar Kemal vefat Etti Sevenlerin başı sağolsun


28 Şubat 2015 Cumartesi

Hamilelikteki Ruhsal Değişimler ve Depresyon

Hamilelik sırasında yaşanan ruhsal değişiklikler, kimi zaman içe kapanma, kimi zaman ise doyunca yaşama isteği oldukça normal duygulardır. kadınsal hormanlar sebebiyle bir an bir anı tutmayacak şekilde ruhsal değişim yaşamalar bazen baş ağrıtıcı olabilir.
Bu duygusal değişikliklerin sakinlik ve sabırdan başka bir çözümü doğuma kadar yoktur maalesef.

Bebeğinizi kucağına alacağınız güne kadar sabrınızı sürdürmeniz sizin ve bebeğinizin ruh sağlığı için önemlidir. Hamileliği sinirli geçen annelerde, doğumdan sonra bebekte de sinirlilik durumu, sürekli ağlama ve hırçın bir yapı gözlenir. bu nedenle kendinizi oldukça sakin tutmak ve pozitif duygular hissetmek için çaba sarfetmelisiniz.
bunun için uygulayabileceğiniz yollar arasında doktorunuzun kontrolünde hafif sporlar, yoga başta geliyor.
Yoga için özellikle pahalı yerlere gitmenize gerek yok. asağıya eklediğim video gibi videolardan yardım alarak, kendinizi kesinlikle tehlikeye atmadan hareketleri deneyebilirsiniz.
eşinizdende sizin duygu değişikliklerinize karşı saygılı olmasını ve destek olmasını rica ediniz. Mutlu bir hamilelik bebeğinizin mutlu bübir birey olması için gereken ilk adımdır.
müzik dinleyerekte rahatlamanızı sağlayabilirsiniz. sakin müzikler bebeğinizinde iç huzurunu sağlayacaktır.
 Özendiğiniz her şeyden makul miktarda yemelisiniz, hayatınızın en şanslı döneminizdesiniz. Hayatın size sunduğu bu şansın kiymetini bilmelisiniz.
hamileliğin sebeb olduğu depresyondan korunmanız için yardımcı olabilecek önlemler bunlar, daha sağlıklı bir hamilelik için neşenizi eksik etmeyin.


27 Şubat 2015 Cuma

Hayat Dik Durabilenlere Yanındakiler Kadar Güzel!


Suçlu muyum? Depresyon belirtileri

Yanlış birşey yapıldığında düruhsal durumumuzda  pişmanlığa benzer, vicdan azabı hissinde 'suçluluk duygusu' denen duygulanım görülür. Bazı insanlarda bu durum normalde olmasından kat kat daha fazla boyutlarda görülür ve bu suçluluk duygusu fazlalığı depresyon belirtisi olabilir.

Suçluluk duygusunun depresyon belirtisi olması için , ortada herhangi bir neden olmasa dahi sürekli bu duyguyu hissetmek gerekir. en ufak hatalarda bile suçluluk duygusunun hissedilmesi kişinin günlük hayatını da etkilemeye başlayacaktır. kişi bu duygunun verdiği huzursuzluğu yaşamak yerine evden çıkmamayı ve asosyal olmayı istemsiz bir şekilde tercih edecektir. Bunun sonu ise kaçınılmaz depresyondur.

Suçluluk duygulanımından kurtulmak çok kolay olmasada verdiği huzursuzluktan biraz olsun uzaklaşmak mümkün. Hayatta kendinize ufak hedefler koyarak ve bunları bAşardıkça kendinizi ödüllendirmek size hem huzur hemde umut verecektir ve bu şekilde suçluluk duygusunun getirdiği depresyonu atlatmayı kolaylaştırabilirsiniz. suçluluk duygusu sizin için günlük rutinlerinizi yerine getiremeyecek kadar yoğunsa bu durumda biraz destek almanız gerekebilir.

Travma Üzüntü ve Depresyon

Yaşanılan kötü olaylar, karşılaşılan zor durumlar, finansal olarak girdiğimiz sıkıntılar gibi problemler travmalara, bu travmalar ise depresyone sebeb olabilir. bu nedenle depresyonun büyük sebebide travmalardır.
hayatın kötü süprizlerine karşı girilen travmalarda sorun erken vadede çözülmediği taktirde bilinçaltı tarafından ruhsal olarak depresyona yönlendirilmeye başlanır. Peki bu travmaları erken farketmek için neler yapmalıyız? Travma ile üzüntü durumunu nasıl birbirinden ayırabiliriz?

Eğer hissettiğimiz ruh rali sadece üzüntü ise, kısa süreli ve geçici olması beklenir. Alıman bir habere sevinme ya da sevilen bir hobiyle uğraşılırken ruh hali negatiftem pozitife dönebiliyorsa bir travma söz konusu değildir. Yaşanılan ruh hali sadece üzüntüdür.

Normalde yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler sırasında bir umursamazlık, günlük hayatta kuvvetli ruhsal değişiklikler, sık sık ağlama krizleri yaşıyorsanız, ne yazıkki bir travma geçiriyorsunuz demektir. Ancak bunun teşhisini erken koymanız ve psikolojik bir tedavi almanız, depresyona girmenizi büyük bir derecede önleyecektir.

Depresyonda paylaşım oldukça önemlidir. bu yüzden kendinizde farklı davranışlar, değişik ruh halleri hissettiğinizde ailenizden ya da yakınlarınızdan biriyle paylaşmanızı öneririm.

Uzun Süreli İlişkide Nelere Dikkat Etmeliyim

Uzun süreli ilişkide dikkat edilmesi gereken konulara önvüceki yazımızda değinmiştik. Bu yazımda  bahsetmek istediğim ekstra konular var.

   Uzun süreli ilişkilerde kişilerin birbirlerine karşı saygılı olmasının önemini tekrar hatır katmadan geçemeyeceğim. Saygı konusunda dengeyi sağlamak ise tamamen sizinle alakalı. Şöyle ki; karşınızdaki insanın size ne kadar saygı duyacağını siz tavırlarınızla belirlersiniz. Aradaki mesafeyi ayarlayarak, şakalasmanın vb.. davranışlarınızın dozu kişinin size karşı saygı boyutunu ölçeklemektedir.

İlişkinizde karşınızdaki kişiden ufak ya da büyük konuları saklamamanız, hayatı birlikte yaşıcağınızı unutmamanız, hayatıda paylaşacağınızı düşünmeniz önemlidir. Biliyorsunuz ki yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
 
    Bu sebeple uzun süreli ilişkilerde şeffaflık yani dürüstlük fazlaca önemli bir konudur. Bu gün ufak bir şey diyerek sakladığınız konu, ileride ayrılık sebebininz olabilir.

    Uzun süreli ilişkilerde, sevdiğiniz insana verdiğiniz değer de oldukca mühimdir. Sevdiğiniz kadına veya adama, sanki dünyadaki tek kadın veya erkek oymuş gibi hissettirdiğiniz durumda göreceksiniz ki karşınızdaki insan sizi kalbinin en derin yerine koyacaktır.

        Sevgi ve sağlıcakla kalınız..